Oldum olası defter kalem beraber yaşamışımdır. Çantamda, yatağımın başucunda, salonda… evin her yerinde bir defter bulunur. Hatta kız kardeşime şunu demişliğim bile vardır ” Seda, bana beklenmedik bir şey olursa eve gir, tüm defterlerimi topla ve yak” herşey, herkes ve özellikle kendimin en pis tarafları hakkında yazmış olabilirim.
Son birkaç aydır ise elim defterlere hiç mi hiç yanaşmıyor. Canım çekmiyor içimi kelimelere dökmeyi. Bugün bir deneyeyim hadi dedim. Elime defteri kalemi aldım. Hislerimi, sıkıntı ettiklerimi, neden böyle olduklarını vs dökecektim ki birşey farkettim. Yazdıkça insan kendine özel bir yerlere, kelimelere döktükçe hislerini anlam bozuluyor. Kelimeler hissini değiştirerek aktarıyor kağıda. İster istemez hislerin bir sonuca varıyor. Bir saptama yapıyorsun hislerine dair. Ve tam da olmaması gerekenin bu olduğunu hissediyorum artık. Sonuca varmadan, saptama yapmadan, neden öyle böyle hissettiğimi anlayamadan sadece hislerimle oturmak istediğimi farkediyorum. Ve kağıdı kalemi bırakıyorum elimden…
benzer bir yerdeyiz canim dostum, ben blog da yazamaz oldum. ama cozulur, degisir belki zamanla.